Diyet deyince çok uzun süre aç kalıp tatsız tuzsuz besinlerle beslenmek akıllara gelmemektedir. Ancak bu diyette böyle bir durum yoktur. Mayr diyeti nedir, sağlığa etkileri nelerdir? Çok merak edilmektedir. Bazı insanlar ihtiyacın dışında da yemek yemeyi sevmekte yiyerek mutlu olmaktadırlar. Fazla ve sağlıksız besinler ile beslenmenin sonucunda da sağlığımız da olumsuz olarak etkilenmektedir.
Hepimiz zaman zaman hem lezzetli besinler yiyip hem de sağlıklı bir beslenme programı oluşturmak için araştırma içine gireriz. Burada birçok faktör etkilidir. Beslenme programı oluştururken kişinin genetik özellikleri, çalışma şartları, gün içindeki hareketleri ve fizyolojik durumu göz önüne alınır. Bundan dolayı da diyet programının kişiye özel olması çok önemlidir. İnternetten uyguladığınız herhangi bir diyet size uygun olmayabilir.
Mayr Diyeti ve Sağlığa Etkileri
Mayr diyeti Avusturyalı DR. F. X. Mayr tarafından bulunmuştur. Bu diyetin amacı kilo vermeyi kolaylaştırmak, kronik hastalıkların oluşma riskinin önüne geçmek ve çoğu kişide yaşanan ödem sorunlarının da önüne geçip iyileştirmektir. Ve bir diğer faydası da bağırsakları daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olması ve vücuttaki toksinleri temizlemesidir.
Mayr diyetinin uygulanmasında dikkat edilecek esaslar düşük kalorili beslenmeye dikkat etmek, detoks yaparak vücudunu arındırmak, yemekte su içmek yasaktır, besinleri uzun çiğnemek, öğlen 3’ten sonra bağırsak sindirimini zorlaştırdığı için çiğ sebze-meyve tüketmemek, probiyotik besinlerin çok olması, alkali besinlerin daha çok tüketilmesi oldukça önemlidir. Kalın bağırsak temizliği de
Vücudumuzun PH dengesini koruması için alkali beslenme çok etkilidir. Ancak bu konuyla ilgili çok fazla çalışma yapılmadığı için bilgilerde azdır.
Bağırsak temizliğinin olması gerekenden daha sık olması kişi de su kaybı, bulantı-kusma, sodyum düşüklüğü, dışkı tutamama gibi sağlık sorunlarını getirebilir.
Detoks yaparken düşük kalorili beslenmek önemli değil gün boyu devam etmesi önemlidir. Vücudunuzdaki hücreler normal metabolizma sürecinde serbest radikal üretecektir. Vücudumuzdaki serbest radikaller arttığı zaman ilerleyen yaşlarda Alzheimer, diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanma ihtimali de çoğalır. Serbest radikaller membran, protein ve DNA ya zarar verebilen reaktif maddelerdir. Besinlerde ve sigarada bulunan karsinojenler gibi toksinlerin uzaklaştırılmasına detoksifikasyon denmektedir.
Vücudumuzdaki toksinler normalde yağda erimektedir. Detoksifikasyon yapılarak suda erir hale getirilir ve idrarla vücuttan atılır. Beslenmenizdeki antioksidanların serbest radikallerden ve diğer oksidatif stres çeşitlerinden korumak için çok önemli bir kaynak olduğunu unutmamalısınız.
Vücudunuzun kendini koruması için gerekli olan vitaminler için A, C, E vitaminleri ve selenyumdur. Fakat bu vitaminleri de ihtiyacınız kadar almanız çok önemlidir. Besinlerin antioksidan içeriğini de ORAC puanı göstermektedir.
Brasika sebzeleri; brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, turp, cansın, şalgam, kereviz, maruldur. Brassica sebzeleri, günlük beslenme programında bulunan glukosinolat kaynaklarıdır. Glukosinolatların parçalanması ile meydana gelen izotiyosiyanatlar kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir. Özellikle yaban mersini, çilek, böğürtlen, frambuaz gibi meyveler içerdikleri antioksidanlar sayesinde kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Yaşlanmayı geciktirir ve hafızayı güçlendirir.
Yani kısacası kilo kolay bir şekilde verilse de zor olan kiloyu korumaktır. Hızlı bir şekilde kilo vermek için yapılan diyetlerde hızlı bir şekilde kilo alınmaktadır. Çünkü normal beslenme düzenine geçilince kilo alınmaya başlanır. Ve hızlı kilo vermek kan şekeri düzensizlikleri, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Hayat şeklinizi alışkanlıklarınızı yavaş yavaş değiştirmek daha kalıcı olmasını sağlar. Eğer sağlıklı beslenme şeklini tercih ederseniz hızlı bir şekilde ve kalıcı olarak kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Ve bu aşamada porsiyonlarınıza dikkat etmeli gün içinde aktif bir hayat sürerek kilonuzu kontrol altına alabilirsiniz.
Mayr diyeti çok etkili bir diyettir. Henüz çok ismi duyulmasa da ilerleyen zamanlarda daha etkili olacak bir diyettir. Mayr diyetini bulan kişi Avusturyalı bir hekim Dr. F. X. Mayr’dir. Mayr kronik hastalıklardan korunmak, kilo sorununa çare bulmak, gaz, şişkinlik, ödem, yorgunluk gibi günlük problemlerden uzak kalabilmede de beslenmenin çok önemli olduğunu söylemiştir. Ve bağırsak hareketlerinin çok önemli olduğunu da eklemiştir.
Bazen bağırsak yıkama ve bağırsakları lavman ile boşaltma gibi yöntemler bulabilirsiniz. Doğal ya da bilimsel yöntemler ile bağırsakların temizlenmesi sağlanıyor. Ve bağırsaklar prebiyotik ve probiyotiklerden zengin besinler ile zenginleştirilip biyolojik iç denge (Mirobiota) iyileştiriliyor.
Mayr diyetinde vücudun asit yükünün azaltılıp alkali gücünün öne çıkarılmasının yorgunluk, açlık atakları, gaz, şişkinlik, eklem ağrıları ve en çok da bağırsak sorunlarının neredeyse tamamen ortadan kaldırdığını belirlemiştir. Bunun yanında bu diyet ile kalp damar hastalıkları ve romatizma hatta alerjilerle mücadelede de kalıcı etkiler olduğu da tespit edilmiştir.
Mayr diyeti ile hem sağlıklı bir hayata kavuşacaksınız, bağışıklığınız güçlenecek hem de vücudunuz asit dengesini koruyacaktır. Ve kronik hastalıklar ile daha rahat savaşacaksınız. Mayr diyetinin detayları da şu şekildedir;
Özellikle 40 yaşından sonra;
- Az ve öz yemeye dikkat etmelisiniz.
- Hafif ve faydası yüksek olan besinler tercih etmelisiniz.
- Olumsuzluğa yer vermeyip olumlu olmalısınız.
- Kendiniz sosyal hayattan sosyal ilişkilerden çekmemeli aksine arttırmalısınız.
- Uykunuza dikkat etmelisiniz ve düzenli uyumalısınız.
- Daha çok gülünüp eğlenilecek, daha çok konuşulup kahkaha atılacak.
- Geçmişin geçmişte kaldığını hatırlamalı ve önünüze bakmalısınız.
- Küsmek, darılmak gibi olumsuz olaylardan çok affetmek üzerine yoğunlaşmalısınız.
- Hayatı çok hızlı yaşamamalısınız.
- İşsiz ve amaçsız kalınmamalı kendinize hep bir iş, bir amaç bulmalısınız.
- Fazla kilo almamalı göbek bağlamamalısınız.
- Hızlı öfkelenip kendini kasmamalısınız.
- Kimseyi yargılamamalısınız.
- Çok fazla ilaç kullanmadan doğal tedavilere başvurmalısınız.
- Kendimize daha iyi bakmalı sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
Dikkatinizi Kaç Dakika Verebilirsiniz?
Her işe yoğunlaşma dikkatini verme süresi maksimum yarım saattir. Uzmanlara bile baksanız genelde 10 dakika en fazla yarım saat dikkatlerini yoğunlaştırdıklarını görebiliyorsunuz. Bunun üzerine çıkmak neredeyse imkansızdır. Ki zaten daha çok etkili olanı kısa süreli konuşmalar, okumalar ve dikkati yeniden vermeye olanak sağlayan eğitimlerdir.
Mayr Diyetinin 10 Temel Prensibi
- Sindirimi zor olan ve size ağır gelecek besinlerden uzak durmalısınız.
- Ağzınıza aldığını her lokmanın uzun uzun çiğnenmeden yutulmamasına dikkat edilmelidir. Bu sayede sindirim ağızdan başlayacaktır.
- Yemek yerken çok sık yemek değil acıktıkça yemeğe dikkat etmelisiniz. Ve öğünlerinizin arasından 4-5 saat olmasına özen göstermelisiniz.
- Doyduğunuzu hissettiğiniz zaman yemeği bırakmalı zorlamamalısınız.
- Yemeklerinizi erken saatte yemeğe özen göstermelisiniz. Özellikle uyumadan önceki atıştırmalıklardan uzak durmalısınız.
- Ne yediğinize dikkat ettiğiniz kadar dikkat etmeniz gereken başka bir konuda yediklerinizin nasıl hazmedildiğidir.
- Beslenmeniz prebiyotik ve probiyotiklerden yararlanmalı gerektiği durumda takviye almalısınız.
- Akşam saatlerinde çiğ sebze ve meyve yememeye dikkat etmelisiniz.
- Uzak durmanız gereken gıdaların başında asit yükünü arttıranlar gelmektedir. Alkali gücü arttıran gıdalar öncelik verilmeli ve asitli gıdaların yaklaşık iki misli kadar alkali gıdalar tüketilip alkali sıvılar içilmelidir.
- Yemek aralarınızda kesinlikle su içmemeli ve porsiyonlarınızı küçültülüp küçük tabaklar tercih etmelisiniz.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Özellikle 40 yaşından sonra yaşam tarzınızı ve seçimlerinizi değiştirmelisiniz. Kendinize daha iyi bakmalısınız. Her yaş için geçerli olsa da 50’sinden, 60’ından daha da önemli bir hale gelecektir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi 40 yaşından sonra özellikle de 60 yaşından sonra sürekli oturmayıp düzenli olarak yürüyüşlerimizi yapmayı ihmal etmemeliyiz.
Belli bir yaştan sonra beslenme şekillerinden çok aktivite sıklığına göre yaşlanma şekli belli olmaktadır.
Ve diğer dikkat edilmesi gereken noktada üşütmemeye dikkat etmektir. Yaşlandıkça bağışıklık sistemi düşer. Bunun sonucunda da vücudumuzun mikroplara karşı direnci de, mevcut enfeksiyonları iyileştirme gücü de bir hayli azalacaktır. Bu sebepten dolayı da gençken bir iki günde atlatılan soğuk algınlıkları 70 yaşından sonra zatürreye dönüşüp hastanın ölümüne sebep olabiliyor.
Bir diğer önemli tavsiye de yaş ilerlediği zaman düşmemeye dikkat etmektir. Denge kayıpları, hızlılık ve uyum yeteneği azaldığı için düşme ihtimali de artmaktadır. Ve kemiklerde yaş ilerledikçe kırılgan hale geldiği için düşmeler kırıklar ile sonuçlanabiliyor.
Yani Mayr diyeti ile aslında sağlıklı yaşam diyetidir. Kendinize nasıl daha kaliteli bir yaşam sunabilirsiniz bunun yolları nelerdir size bu konularda bilgiler verdik. Beslenmenize ve egzersizlerinize dikkat ederek sağlıklı bir yaşam dileriz.