RUJ’UN BÜYÜLÜ VE METAFİZİK YÖNÜ EZOTERİK GERÇEKLER
Ruj, aynı zamanda mistik ve metafizik bir yanı da olan gizemli bir obje. Dünya üzerindeki birçok kültürde ruj, sembolik anlamlar ve ritüeller içeren derin köklere sahiptir. İşte ruj’un ezoterik dünyasından açığa çıkan şaşırtıcı detaylar…
Antik Mısır’da Tanrıça Ayinleriyle Bağlantısı
Eski Mısır inanışına göre ruj, güzellik ve doğurganlık tanrıçası İsis’e adanmış bir objeydi. O devirlerde tapınaklarda yapılan ritüellerde, rahipler mercan ve anayurt bitkilerinden özel bir karışım hazırlıyor, bu karışımı genç kızların dudaklarına sürüyorlardı. Tunç çağı kayıtlarında bu ayinde ruj sürülen kızların, İsis’in kızları olarak adlandırıldığı yazıyor. Onların doğurganlık ve bereket sembolü bu ruj, aynı zamanda İsis’e olan bağlılıklarının ifadesiydi.
Orta Çağ Büyücülerinin Ruj Formülleri
Avrupa’da tekinsiz karanlık çağlarda, büyücülerin ve cadıların ruj kullanımının başka bir hikayesi var. O dönemlerde ruj özleri oluşturmak için birçok bitkisel ve hayvansal madde kullanılıyor, gizemli ritüellerle ruj üretimi gerçekleştiriliyordu. Örneğin ünlü büyücü Mary Quinteria’nın vaftiz edilmemiş bebeklerin göbek kordonlarından ruj yaptığı rivayet edilir. Ruj formüllerinin güneş tutulmaları sırasında hazırlanması da bir başka inançtı. Zambak, buğday, mercanlar, sülük ve akrep zehirleri de ruj püskürtme ayinlerinin ayrılmaz parçalarıydı.
Japon Geyşaların Ruj’a Atfettikleri Özel Anlamlar
Japonyada ruj günümüzdeki gibi yalnızca bir güzellik objesi olarak görülmemiş, özellikle geyşalar için daha derin ve uhrevi manalar taşımıştır. Geyşalar ruj sürmeyi bir tür meditasyon ritüeli gibi görmüşler, odaklanma ile bunu gerçekleştirmişlerdir. Aynada kendilerine bakarken dudaklarına oranj-kırmızı bir ruj çekmeleri, hayatın ışığı ve enerjisine olan tutkunun bir sembolüdür.
Geyşalara göre koyu kırmızı rujlar, tutkulu bir ruh halini temsil ederken, daha pembe ruj tonları masumiyet ve tevazuyu ifade ediyordu. Ruj’u sürerken telepatik bir huzur yaşanır, konsantrasyon yoğunlaşır ve zihindeki gereksiz düşünceler temizlenirdi. Bu uygulama, bir ruh ve zihin meditasyonuydu aynı zamanda.
“Günümüzde makyaj ve ruj artık sadece meditasyon değil aynı zamanda neredeyse bir sanat olmuş durumda, isterseniz ruj.net platformunda daha fazlasını bulabilirsiniz
Hintlilerin Mistik Evlilik Ruj Geleneği
Bazı Hint kabilelerinde, evlilik ritüellerinde ruj çok önemli bir rol oynar. Örneğin Benglal’de bir gelin adayına, bayramdan 3 gün önce ince bir kırmızı ruj sürülür. Ardından bu ruj kalıntılarıyla bir çift küçük yuvarlak evlilik sembolleri çizilir ve kızın iki alnına konur. İnanca göre bu kırmızı işaretler, güneşi ve ateşi simgeler, gelin adayının yeni yaşama enerjisi dolu bir biçimde başlamasını sağlar.
Bazı kabilelerde ise tüm damat ve gelin yakınları, düğün sabahı evlilik ayininden önce mutlaka ruj sürerler. Bu onların mitolojik güneş tanrısına duydukları saygıyı ve hürmetlerini ifade eden sembolik bir davranıştır.
Afrika Büyücülüğünde Ruj Büyüleri
Ruj, birçok Afrika kabilesinde de büyüsel anlamlar taşımaktadır. Özellikle Gana ve Nijerya’daki bazı büyücüler, özel büyü bozma ayinlerinde kırmızı ruj kullanırlar. İnanca göre kırmızı renk, büyülerin ve olumsuz enerjilerin def edilmesine yardımcı olur. Bu ayinlerde büyücü, kemikleri, kurukafa parçalarını ve kurt postuyla hazırladığı baharatları, özlü ve kokulu bir kırmızı boya karışımıyla yoğurur. Arta kalan bu karışımı da kendi dudağına sürer ve büyü bozma nakaratlarını okur. Bazı büyücülere göreyse bu karışımla dudakların boyanması, Tanrı’nın merhamet ışığının sembolüdür.
Yüzyıllardır dünyanın dört bir yanındaki farklı kültürlerde ruj, sadece bir güzellik aracı olmaktan öte daha derin mistik anlamlar ve törensel kullanımlar içermiştir. Bu küçük objenin ardında yatan ezoterik semboller ve ritüeller, insanlığın köklerine inmeyi başarmış nadir örneklerdir. Ruj büyüsü, gelecekte de devam edecek gibi görünüyor.